باب:
قول الله
تعالى: {وكلوا
واشربوا حتى
يتبين لكم
الخيط الأبيض
من الخيط
الأسود من
الفجر ثم
أتموا الصيام
إلى الليل}
/البقرة: 187/.
16- "Sizin için
beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yeyiniz içiniz. Sonra Gece
Girinceye Kadar Orucu Tamamlayın (Bakara 187) Ayeti
-فيه
البراء عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
Bu konuda Bera İbn Azib'in Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
naklettiği bir rivayet vardır.
حدثنا
حجاج بن
منهال: حدثنا
هشيم قال:
أخبرني حصين
بن عبد
الرحمن، عن
الشعبي، عن
عدي بن حاتم
رضي الله عنه
قال:
لما
نزلت: {حتى
يتبين لكم
الخيط الأبيض
من الخيط
الأسود}. عمدت
إلى عقال أسود
وإلى عقال أبيض،
فجعلتهما تحت
وسادتي،
فجعلت أنظر في
الليل فلا
يستبين لي،
فغدوت على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فذكرت له
ذلك، فقال:
(إنما ذلك
سواد الليل
وبياض النهار).
[-1916-] Adiyy İbn Hatim r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir:
"...Sizin için beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar ...(Bakara
187)" ayeti inince biri siyah diğeri beyaz olan iki ip aldım ve yastığımın
altına koydum. Gece boyunca da bu İplere baktım, fakat bu ipleri birbirinden
iyice ayırdedemedim. Ertesi gün Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına
gidip yaptıklarımı anlattım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle
dedi: "Bu ayette kasdedilen gecenin karanlığı ile gündüzün
aydınlığıdır."
حدثنا
سعيد بن أبي
مريم: حدثنا
ابن أبي حازم،
عن أبيه، عن
سهل بن سعد (ح).
حدثني سعيد بن
أبي مريم:
حدثنا أبو
غسان، محمد بن
مطرف، قال:
حدثني أبو
حازم، عن سهل
بن سعد قال:
أنزلت:
{وكلوا
واشربوا حتى
يتبين لكم
الخيط الأبيض
من الخيط
الأسود} ولم
ينزل {من
الفجر} فكان
رجال إذا
أرادوا الصوم
ربط أحدهم في
رجله الخيط
الأبيض
والخيط
الأسود، ولم يزل
يأكل حتى
يتبين له
رؤيتهما،
فأنزل الله بعد:
{من الفجر}
فعلموا أنه
إنما يعني
الليل والنهار.
[-1917-] Sehl İbn Sa'd'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Sizin için
beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yeyin için. Sonra gece girinceye
kadar orucu tamamlayın" ayeti inmiş fakat ........ (şafak vaktine kadar)
kısmı inmemişti. Bu ayet indikten sonra bazı kimseler oruç tutmak istediklerinde
ayaklarına beyaz ve siyah ipler bağlarlar ve ipler birbirinden ayırdedilinceye
kadar yemeye devam ederlerdi. Bundan sonra Allah Teala , (şafak vaktine kadar)
kısmını vahyetti ve insanlar ayette gece ve gündüzün kasdedildiğini anladılar."
AÇIKLAMA: İmam Buharî bu
başlıkta ayeti ..... (geceye kadar) ifadesine kadar zikretmiştir. Buradaki
amacı daha önce yasak olan yeme, içme ve cinsel ilişki gibi işlerin artık hangi
vakte kadar yapılabileceğini açıklamaktır.
Hz. Nebi (s.a.v) Adiyy bin Hatim'e "Bu ayette kasdedilen
gecenin karanlığı ile gündüzün aydınlığıdır’' diye cevap vermiştir.
Ebu Ubeyd konuyla ilgili olarak şöyle bir ek bilgiye yer verir:
"Hz. Nebi (s.a.v} ona: "Senin yastığın amma da genişmiş ha’' diye
karşılık verdi." Ahmed İbn Hanbel de rivayeti bu şekilde nakletmiştir.
Hattabî, "el-Mealim" adlı eserde Hz. Nebi'in (s.a.v):
"Senin yastığın amma da genişmiş ha!" şeklindeki sözüyle ilgili
olarak şunları söylemektedir: "Resulullah'ın (s.a.v) bu sözünün anlamı
hakkında iki görüş bulunmaktadır:
1- "Senin uykun amma da ağırmış!" Dolayısıyla Hz. Nebi
(s.a.v) yastık kelimesini uyku'dan kinaye olarak kullanmıştır. Çünkü uyuyan
bir kimse ba-Şinı yastığa koyar.
2- "Senin gecen amma da uzunmuş!" Zira Adiyy
yastığının altına koyduğu iplikleri birbirinden ayırdedene kadar uzunca bir
süre geçtiği halde yemeye ve içmeye devam etmiştir.
"... ve insanlar ayette gece ve gündüzün kasded ildiğin i
anladılar." Ayet, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığının birbirinden
ayrıldığı vakte kadar yeme ve içmeye devam edilebileceğini gösterir. Gece ile
gündüzü birbirinden ayıran ise ufka paralel olarak beliren ikinci şafaktır
(fecr-İ sadık). Bu hüküm bize dolaylı olarak ikinci şafaktan sonraki zaman
diliminin gündüz sayıldığını gösterir."
Ebu Ubeyd ayette geçen siyah ve beyaz ip terkiplerine şu
anlamları vermiştir: "Siyah ip gece, beyaz ip ise fecr-İ sadıktır. Burada
(ip diye tercüme edilen) ..... kelimesi renk anlamına gelir."
Zemahşerî ise konuyla ilgili olarak şöyle demiştir: "Beyaz
ip, ufka yatay olarak uzanan ikinci şafağın başlangıç anıdır. Şafakta ortaya
çıkan bu aydınlık ufka paralel uzanmış bir ip gibidir. Siyah ip ise bu şafakla
birlikte ufukta görülen gecenin alaca karanlığıdır; bu alaca karanlık da adeta
bir ip gibi uzanmıştır."
Bu ayet ve hadis ikinci şafak doğana kadar yemeye ve içmeye
devam edilebileceğini gösterir. Bir kimse yerken veya içerken şafak doğduğunda
yemeyi ve içmeyi bırakırsa orucunu tamamlar. Bu konuyla ilgili olarak alimler
arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır:
Bir kimse şafağın doğmadığı hakkındaki kanaati daha ağır bastığı
için yemeye veya içmeye devam ederse alimlerin çoğunluğuna göre orucu
bozulmaz. Çünkü ayet, gecenin karanlığı ile gündüzün aydınlığının birbirinden
ayrıldığı vakte kadar yemeye ve içmeye devam edilebileceğini gösterir. İbn Ebi
Şeybe, Ebü'd-Duha senediyle şöyle bir rivayet nakletmiştir: "Birisi
Abdullah İbn Abbas'a sahuru sordu. Orada bulunanlardan birisi: "Vaktin
çıktığına dair şüphen kalma-yıncaya kadar ye!" dedi. Abdullah İbn Abbas
ise bu cevabı veren kişiye karşılık şöyle dedi: "O, bu cevap ile bir şey
söylemiş olmadı. Vakit konusunda şüphen varsa yemeye devam et, şüphen
kalmadığında İse yemeyi bırak!" İbnü'l-Münzİr alimlerin çoğunluğunun bu
görüşte olduğunu belirtmiştir. İmam Malik ise bu durumda orucun kaza edilmesi
gerektiğini söylemiştir.
İbn Bezîze "Şerhü'l-Ahkam" adlı eserde alimler
arasındaki görüş ayrılığını anlatırken şöyle demiştir: "Alimler, oruç
yasaklarının şafağın doğmasıyla mı yoksa tan yerinin iyice ağarmasıyla mı
başlayacağı konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir."