SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 911 >>

باب: قول الله تعالى: {وكلوا واشربوا حتى يتبين لكم الخيط الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل} /البقرة: 187/.

16-  "Sizin için beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yeyiniz içiniz. Sonra Gece Girinceye Kadar Orucu Tamamlayın (Bakara 187) Ayeti

 

-فيه البراء عن النبي صلى الله عليه وسلم.

Bu konuda Bera İbn Azib'in Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den naklettiği bir rivayet vardır.

 

حدثنا حجاج بن منهال: حدثنا هشيم قال: أخبرني حصين بن عبد الرحمن، عن الشعبي، عن عدي بن حاتم رضي الله عنه قال:

 لما نزلت: {حتى يتبين لكم الخيط الأبيض من الخيط الأسود}. عمدت إلى عقال أسود وإلى عقال أبيض، فجعلتهما تحت وسادتي، فجعلت أنظر في الليل فلا يستبين لي، فغدوت على رسول الله صلى الله عليه وسلم فذكرت له ذلك، فقال: (إنما ذلك سواد الليل وبياض النهار).

 

[-1916-] Adiyy İbn Hatim r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir: "...Sizin için beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar ...(Bakara 187)" ayeti inince biri siyah diğeri beyaz olan iki ip aldım ve yastığımın altına koydum. Gece boyunca da bu İplere baktım, fakat bu ipleri birbirinden iyice ayırdedemedim. Ertesi gün Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına gidip yaptıklarımı anlattım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle dedi: "Bu ayette kasdedilen gecenin karanlığı ile gündüzün aydınlığıdır."

 

 

حدثنا سعيد بن أبي مريم: حدثنا ابن أبي حازم، عن أبيه، عن سهل بن سعد (ح). حدثني سعيد بن أبي مريم: حدثنا أبو غسان، محمد بن مطرف، قال: حدثني أبو حازم، عن سهل بن سعد قال:

 أنزلت: {وكلوا واشربوا حتى يتبين لكم الخيط الأبيض من الخيط الأسود} ولم ينزل {من الفجر} فكان رجال إذا أرادوا الصوم ربط أحدهم في رجله الخيط الأبيض والخيط الأسود، ولم يزل يأكل حتى يتبين له رؤيتهما، فأنزل الله بعد: {من الفجر} فعلموا أنه إنما يعني الليل والنهار.

 

[-1917-] Sehl İbn Sa'd'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Sizin için beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yeyin için. Sonra gece girinceye kadar orucu tamamlayın" ayeti inmiş fakat ........ (şafak vaktine kadar) kısmı inmemişti. Bu ayet indikten sonra bazı kimseler oruç tutmak istediklerinde ayaklarına beyaz ve siyah ipler bağlarlar ve ipler birbirinden ayırdedilinceye kadar yemeye devam ederlerdi. Bundan sonra Allah Teala , (şafak vaktine kadar) kısmını vahyetti ve insanlar ayette gece ve gündüzün kasdedildiğini anladılar."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî bu başlıkta ayeti ..... (geceye kadar) ifadesine kadar zik­retmiştir. Buradaki amacı daha önce yasak olan yeme, içme ve cinsel ilişki gibi işlerin artık hangi vakte kadar yapılabileceğini açıklamaktır.

 

Hz. Nebi (s.a.v) Adiyy bin Hatim'e "Bu ayette kasdedilen gecenin ka­ranlığı ile gündüzün aydınlığıdır’' diye cevap vermiştir.

 

Ebu Ubeyd konuyla ilgili olarak şöyle bir ek bilgiye yer verir: "Hz. Nebi (s.a.v} ona: "Senin yastığın amma da genişmiş ha’' diye karşılık verdi." Ahmed İbn Hanbel de rivayeti bu şekilde nakletmiştir.

 

Hattabî, "el-Mealim" adlı eserde Hz. Nebi'in (s.a.v): "Senin yastığın amma da genişmiş ha!" şeklindeki sözüyle ilgili olarak şunları söylemektedir: "Resulullah'ın (s.a.v) bu sözünün anlamı hakkında iki görüş bulunmaktadır:

 

1- "Senin uykun amma da ağırmış!" Dolayısıyla Hz. Nebi (s.a.v) yas­tık kelimesini uyku'dan kinaye olarak kullanmıştır. Çünkü uyuyan bir kimse ba-Şinı yastığa koyar.

 

2- "Senin gecen amma da uzunmuş!" Zira Adiyy yastığının altına koyduğu iplikleri birbirinden ayırdedene kadar uzunca bir süre geçtiği halde yemeye ve içmeye devam etmiştir.

 

"... ve insanlar ayette gece ve gündüzün kasded ildiğin i anladılar." Ayet, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığının birbirinden ayrıldığı vakte kadar yeme ve içmeye devam edilebileceğini gösterir. Gece ile gündüzü birbirinden ayıran ise ufka paralel olarak beliren ikinci şafaktır (fecr-İ sadık). Bu hüküm bize dolaylı olarak ikinci şafaktan sonraki zaman diliminin gündüz sayıldığını göste­rir."

 

Ebu Ubeyd ayette geçen siyah ve beyaz ip terkiplerine şu anlamları vermiş­tir: "Siyah ip gece, beyaz ip ise fecr-İ sadıktır. Burada (ip diye tercüme edilen) ..... kelimesi renk anlamına gelir."

 

Zemahşerî ise konuyla ilgili olarak şöyle demiştir: "Beyaz ip, ufka yatay ola­rak uzanan ikinci şafağın başlangıç anıdır. Şafakta ortaya çıkan bu aydınlık ufka paralel uzanmış bir ip gibidir. Siyah ip ise bu şafakla birlikte ufukta görülen ge­cenin alaca karanlığıdır; bu alaca karanlık da adeta bir ip gibi uzanmıştır."

 

Bu ayet ve hadis ikinci şafak doğana kadar yemeye ve içmeye devam edi­lebileceğini gösterir. Bir kimse yerken veya içerken şafak doğduğunda yemeyi ve içmeyi bırakırsa orucunu tamamlar. Bu konuyla ilgili olarak alimler arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır:

 

Bir kimse şafağın doğmadığı hakkındaki kanaati daha ağır bastığı için ye­meye veya içmeye devam ederse alimlerin çoğunluğuna göre orucu bozulmaz. Çünkü ayet, gecenin karanlığı ile gündüzün aydınlığının birbirinden ayrıldığı vakte kadar yemeye ve içmeye devam edilebileceğini gösterir. İbn Ebi Şeybe, Ebü'd-Duha senediyle şöyle bir rivayet nakletmiştir: "Birisi Abdullah İbn Abbas'a sahuru sordu. Orada bulunanlardan birisi: "Vaktin çıktığına dair şüphen kalma-yıncaya kadar ye!" dedi. Abdullah İbn Abbas ise bu cevabı veren kişiye karşılık şöyle dedi: "O, bu cevap ile bir şey söylemiş olmadı. Vakit konusunda şüphen varsa yemeye devam et, şüphen kalmadığında İse yemeyi bırak!" İbnü'l-Münzİr alimlerin çoğunluğunun bu görüşte olduğunu belirtmiştir. İmam Malik ise bu durumda orucun kaza edilmesi gerektiğini söylemiştir.

 

İbn Bezîze "Şerhü'l-Ahkam" adlı eserde alimler arasındaki görüş ayrılığını anlatırken şöyle demiştir: "Alimler, oruç yasaklarının şafağın doğmasıyla mı yok­sa tan yerinin iyice ağarmasıyla mı başlayacağı konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir."